Ertelemekten Nasıl Kurtulabilirsiniz?
Ofisinizde masanızın üstünde birçok evrak mı var? Dosyalanması gereken belgeler çekmecelerde ya da raflarda mı saklanıyor? Gitmeniz gereken doktora uzun süredir gitmiyor musunuz? Faturalarınızı birkaç aydır ödemiyor musunuz? Dolabınızda bir gün giyerim diye beklettiğiniz ama giymeyi ertelediğiniz kıyafetleriniz mi var? Teslim etmeniz gereken ödeve 1 gün var ve siz henüz hiçbir şey yapmadınız mı? Mesaj kutunuzda günler öncesinden cevap verilmeyi bekleyen cevaplar mı var? Kitaplığınızda bir gün okurum diye aldığınız fazlaca kitap mı var? İzlemek için can attığınız filmi uzun süre geçtikten sonra mı izliyorsunuz?İşlerinizi son güne bırakıyor ve iki ayağınız bir pabuca mı giriyor?
Erteleme kimi zaman pek çok kişinin yaptığı bir alışkanlık yani ara sıra hepimiz yapmamız gereken işleri başka bir zamana öteleyebiliriz. Burada dikkat edilmesi gereken bu alışkanlığın yaşamın işlevselliği üzerinde olumsuz bir etkisi olup olmadığı. Bu tutum sürekli bir haldeyse ve günlük işlerinize engel oluyorsa değerlendirmekte fayda var. Mesela; yapıp bitirmeniz gereken bir şey var, yapmazsanız olumsuz sonuçlar ortaya çıkabilir ama siz kendinizi işi yapacak ruh halinde hissetmiyorsunuz. Bunun yerine birkaç video izlemek, internette gezinmek ya da oyun oynamak tercihiniz oluyor. Ve de bu durum günlük hayatınızda küçüklü büyüklü yapmanız gereken pek çok işe genellenmiş ve sık sık oluyor. Bu noktada bir değerlendirme yapmak işlevli olacaktır.
Erteleme davranışı yukarıda bahsedildiği gibi kronik ve işlevsiz düzeyde olan kişi ilk bakışta tembel olarak nitelendirilmekle birlikte bu doğru bir yargı değildir. Bu şekilde değerlendirme yapılmasının sebebi tembel kişinin de kronik erteleme alışkanlığı olan kişinin de iş bitirici olmayıp somut bir şey elde edemiyor olmasıdır. Fakat ikisi arasında şöyle bir ayrım bulunmaktadır: Tembel kişilik özelliğine sahip kişi yapması gereken şeyi umursamamakta ve yapmadığında herhangi olumsuz bir duygu hissetmemektedir. Ancak erteleme problemi olan kişi bu durumla ilgili yoğun bir kaygı, stres, suçlulukve tabiri yerindeyse vicdan azabı hisseder. Hatta bazen bu stres öyle yoğundur ki kişilerde tırnak yeme, yeme bozuklukları, saç dökülmesi ve psikolojik rahatsızlıklar gibi semptomlar açığa çıkabilir.
Küfesinde ağır bir yükya da elinde ağır bir çanta olan kişiler düşünün. Bu kişiler yüklerini taşırken mi daha çok yorulurlar yoksa elinde ya da sırtında tutmaya devam ettiklerinde mi? İkinci seçenekte yorulmaları daha büyük bir olasılık. Yük giderek daha da ağırlaşır. İşte bu yükün altında sürekli duran, durdukça da yükün daha da ağırlaştığını hisseden kişi ile yapması gereken işleri sürekli erteleyen kişinin düşündükleri ve hissettikleri birbirine benzer.
Erteleme hastalığı yaşayan kişiye yük olan şey genellikle yapılacak iş değil o işi nasıl yapılacağını, yapmanın ne kadar zor olduğunu düşünmek ve işi yapmaya yönelik hiçbir şey yapmadan sadece düşünmeye devam etmektir. Erteleme süresi ne kadar uzarsa işe başlayabilme girişimi de o kadar zorlaşır.
Erteleme Hastalığını Ortaya Çıkaran Etmenler
- Mükemmeliyetçi yapıya sahip olmak.Yapılacak iş için yüksek standartların belirlenmesi işin yapılması için engel olabilir. Kişilerin mükemmeli yakalama gibi bir hedefi olduğunda işi hep daha sonraya erteleme eğilimi gösterdikleri ya da tamamlamayı uzattıklarını söylemek mümkündür. Yapacağınız işler tastamam dört dörtlük olsun istiyorsanız işe bir türlü başlayamazsınız, noktadan virgüle her ayrıntıya dikkat ediyorsanız işi bir türlü tamamlayamazsınız.
- Başarısızlık şeması ya da yetersizlik inancı. Eğer bir işi yaparken başarısız olabileceğinize ya da iş ile baş etme becerinizin yetersiz olacağına dair inancınız varsa bu düşünce ve oluşan kaygı sizin bir işe hiç başlamama eğilimi göstermenize sebep olabilir.
- Eğer karşılaştığınız işlerin üstesinden gelmenin zor olduğunu düşünürseniz erteleme davranışı gösterebiliyorsunuz.
- Ödülün zamanı. Eğer yapılacak iş ile karşılığında gelen ödül arasında uzun bir süre varsa o işi yapmak yerine hemen ödül alınabilecek davranışlar tercih edilebiliyor. Mesela spor salonuna devam etmek yerine bir porsiyon hamburgeri yemeyi tercih etmek. Kilo verme ödülü belli bir zaman sonra gelecek ama hamburgerin lezzeti hemen. Öyle değil mi? Bilirsiniz diyet ya da spor yapanlar sıklıkla tartılırlar, çünkü kilo verdiklerini görmek yani ödülü alabilmek istiyorlar.
- Motivasyon azlığı. İşi yapmayı gerekli kılacak ve sizi harekete geçirecek yeterli isteğinizin olmaması. İlham perilerinizi bekliyor olabilirsiniz. Daima.
- Zararların geç gelmesi. Bir davranışı yapmamanın olumsuz sonuçları olabileceğinden bahsetmiştim. Eğer bu olumsuz sonuçlar uzun süre sonra gerçekleşecekse de kişiler harekete geçmiyor. Örneğin sigara bırakma ya da küresel ısınmayı arttıran eylemlerden geri durma gibi. İnsanlar bu durumları neden ciddiye almıyorlar biliyor musunuz? “Amaaan zaten 15- 20 yıl geçecek bunlar olana kadar” düşüncesi nedeniyle.
- Dikkatinizi toplayamıyor olabilirsiniz. Hedeflerinize ve işin sonucunda elde edeceklerinize odaklanamıyorsanız erteleyebilirsiniz.
Erteleme Hastalığı İle Nasıl Baş Edebilirsiniz?
- Öncelikle içinde bulunduğunuz durumun farkına varın ve kabullenin. Bu size çözüm yollarını sunacak ve değişimi başlatacak olan şeydir.
- Durumu çözmek için kendinize bir zaman belirleyin. Örneğin, “Ben 2 ay içinde alışkanlıklarımı değiştirip işlere zamanında başlayacağım.” gibi bir hedef belirleyin.
- Değişim birden bire gerçekleşmeyecek. Küçük adımlarla büyük hedeflere ulaşın. Erteleme alışkanlığını değiştirmede tüm davranışlarınızı birden değiştirmeye çalışmayın. Herhangi bir davranış belirleyip sırayla ilerleyin. Merdiven basamağı çıkmak gibi düşünün. Adım adım.
- Bir işi yapmak için niyetlendiğinizde etrafta dikkatinizi dağıtacak, anlık keyif veren ve bu yüzden tercih edebileceğiniz olasılıkları(telefon, mutfakta pişen güzel bir tatlı, televizyon kumandası gibi) uzağınızda tutun.
- “En uzun yolculuklar bile küçük bir adımla başlar.” der Lao Tzu. Başlayın. Gerisi gelecektir. Beynimiz başlanan bir işin tamamlanmasına dair bir işleyişe sahiptir. Bu yüzden sıkıcı bulunan kitaplar bile bitirilebilir. Bu yüzden yazılacak rapor için başlık atmak ya da fatura ödeme işlemi yapacağınız sayfayı açmak bile işi tamamlamanızı sağlar.
- Yapılacak işi hedeflere bölün. Beyin her keyif verici aktivite sırasında dopamin salgılar ve bu salgı davranışın tekrarlanmasını sağlar. Yapması zaman alan ve ödülü geç gelen bir davranışın yerine oyun oynamanın ya da internette gezinmenin sebebi dopaminin hemen salgılanıp keyif alınmasıdır. Bu yüzden yapmanız gereken işleri parçalara bölmeniz her bir parça tamamlandığında keyif almanızı ve davranışın devamını getirip işi tamamlamanızı sağlar.
- Yapılması gereken işi parçalara böldükten sonra tamamlanması daha kolay olandan başlayabilirsiniz. Böylece bir işi tamamlamanın verdiği huzuru ve rahatlamayı hissedebilirsiniz. Bu sizi diğer işlere de motive eder.
- Çalışma sürenizi zaman aralıklarına bölün. 25 dakika iş 5 dakika mola ile verimliliği artırabilirsiniz. Hem zihniniz de rahatlar. Bu tekniğe Pomodoro Tekniği adı verilmektedir. Molalarda nefes egzersizi yapıp gevşeyebilirsiniz.
- Yeterince uyun ve düzenli beslenin. Dikkat üzerinde olumlu etkisi yüksektir.
- Gün içinde kısa yürüyüşler yapın. Rahatlamış bir zihin ve gevşemiş bir beden daha verimli işleyecektir.
- Gün içinde daha verimli olduğunuz zamanları tespit edin ve işlerinizi bu zamanlarda yapmaya çalışın.
- Yapmanız gereken ya da yapıyor olduğunuz işi neden yapmanız gerektiğini kendinize sıklıkla hatırlatın. Duruma anlam yüklemiş olursunuz.
- Yapılacaklar listeniz olduğu gibi bitmişler listeniz de olmalı. Ya da yapılacaklar listenizdeki her bir işin yanına büyük tikler atın.
VE İŞTE BAKIN BİTTİ.