Evlilik Öncesi Terapi Faydaları

İçerik: 

Evlilik öncesi bilinmesi gerekenler,

“Severek evlendik.”, “Çocuklar birbirini görmüş, beğenmiş bize de onaylamak düşer.”, “Bu bir aşk evliliği.”… Bu söylemlere baktığımızda “sevmek” ilişkilerde birleştirici ve tutucu olan ana merkez olarak değerlendirilebilir. Peki karşılıklı sevgi ve istek çerçevesinde yaşamlarını evlilik noktasında birleştirmiş çiftlerde ayrılıkların yaşanma sebebi ne? Sevginin arka planda kalabildiği, evlilikte uyumsuzluklara yol açabilecek, hem duygusal hem psikolojik doyumun sağlanamadığı bazı durumlar. Evliliklerinboşanma” ile sonuçlanmasının en önemli nedenlerinden biri, eşlerin evlilik uyum ve doyumlarının azalması veya olmamasıdır. İstatistikler göz önünde bulundurulduğunda boşanma oranlarının arttığını görmekteyiz. İstisnai durumlar dışında pek çok kimsenin boşanmak için evlenmediğini düşünürsek sanırım bu bir ironi. Peki bu durumu ortadan kaldırabilmek için ne yapılabilir? “Uzun dönemli ilişkiler kurmak” ve sürdürmek, ilişkiye hazır olmayı ve ilişki konusunda beceri sahibi olmayı gerektirmektedir. İşte tam da bu noktada önleyici çalışmalar, evliliğe hazırlık programları ve evlilik öncesi terapiler önem kazanmaktadır.

Evlilik öncesi stres,

“Yalnızlık paylaşılmaz paylaşılırsa yalnızlık olmaz.” diyen Özdemir Asaf’ ı bir kenara bırakalım, insanlar doğaları gereği yalnız yaşamaktan çok başkalarıyla birlikte var olan ve yakın ilişkiler arayan canlılardır. Hayatının belli bir dönemine kadar yalnız yaşayan insanlar sırası geldiğinde, hayatlarını paylaşacakları bir “eş seçme” ve “evlenme ihtiyacı” hissetmektedirler. Evlilik, ilkel toplumlarda fiziksel hayatı sürdürmenin pratik bir sebebi olarak görülürken, daha sonra güvenlik ve aşk kavramları da buna eklenmiş; biyolojik, sosyal ve psikolojik ihtiyaçları gerçekleştirme isteği kişiyi evliliğe götüren etmenler olarak görülmüştür.

Evlilik öncesi ilişki,

Evlilik kararı almak ve eş seçimi kişinin psikolojik iyiliğini olumlu ya da olumsuz yönde etkileyebileceği için insan yaşamındaki önemli dönüm noktalarından biri olarak görülebilir.  Bir kitapta” evliliğin tıpkı ölüm ve doğum gibi yaşamımızı tümüyle değiştiren olaylardan biri” olduğundan bahsedilmiştir. Bu önem, evlilik öncesindeki süreçlerin de önemini göstermektedir. Sağlıklı bir evlilik için evlilik kararı almadan önce çiftlerin birbirlerini tanımaları, kendi beklentilerini bilmeleri ve anlamaları önemlidir. Evlilik sürecinde başarı sağlanmasının temelinde, eş seçiminin doğru yapılması evlilik öncesinde birtakım bilgi ve becerilerin kazanılması bulunmaktadır.  Evlilik yaşının 18- 26 olduğunu düşünürsek bunun riski bir dönem olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü evliliğe girmeden yani “eş seçimi” yapmadan kişilerin öncelikle kendisini tanıması ve evliliğe hazır oluş önemli, ancak; bu dönemin ergenlik dönemine paralel olduğunu düşünürsek bu pek de mümkün olmamakta.

Bireylerin kendileri hakkında bilgilenmeleri, yapacakları seçimim ilk adımını oluşturmaktadır. Kişinin kendine sorduğu “Ben kiminle evleniyorum?” gibi soruların yanıtı kişilerin önce kendisini tanımasına bağlıdır. Ancak eş seçimi söz konusu olduğunda, bireyler genellikle kendilerinden ziyade partnerlerinin nasıl biri olduğuna odaklanmaktadır. Pek az birey kendini tanımaya, anlamaya zaman ayırmaktadır. Evlenecek kişiler genelde karşı tarafın nasıl biri olduğu üzerinde durur, ancak kendilerini analiz etmedikleri için onunla anlaşıp anlaşamayacaklarının yanıtını sağlıklı bir şekilde veremezler.  Durum böyle olduğunda da evlilik öncesi dönem iyi değerlendirilememiş olduğundan yanlış veya acele verilen kararlarla birlikte mutsuzluk tablosu karşımıza çıkabilmektedir. 2012’ de yapılan bir araştırma bireylerin duyguların etkisiyle karşı tarafa sadece olumlu yönlerini sergileyip, partnerlerinin olumsuz yönlerini görmezden gelebildiğini ve genelde çiftler aşkın romantik ilk evresini geçtikten hemen sonra problemlerin belirdiğini vurgulamakta.

Evlilik öncesi konuşulması gerekenler:

Kendini tanıma yakın ilişkiden ve evlilikten ne beklediğini tanımlamak için de önemlidir. Evlilik öncesi dönemde eş adaylarının, kendilerinin ve birbirlerinin özelliklerini, beklentilerini anlamaya çalışmaları gerekir. Pek çok genç, aşık oldukları kişiyle yaşamlarını birleştirme heyecanı ile evlenmekte; nasıl bir evlilik istedikleri sorusunu kendilerine sormamaktadırlar. Bunun sonucunda pek çok evlilik sağlıksız bir şekilde sürdürülmekte veya boşanma ile sonuçlanabilmektedir. Erken yaşlarda, evliliğe hazırlıksız olarak giren bireyler, evlilikle ilgili gerçek dışı beklentiler içindedirler. Kendi alanında duayen olarak tanınan ABD Hibert Enstitüsü Başkanı Willian J. Hiebert’ e göre bunların en sık rastlananı “evlenildiği zaman yüzde yüz her konuda anlaşılması gerektiği”. Buna benzer beklentilerin karşılanmamasından kaynaklanan hayal kırıklıkları ve küskünlükler, çatışmalara ve mutsuzluğa sebep olmaktadır. Evlilik öncesi görülen çatışma ve olumsuz etkileşim, evlilik sonrası çatışmaların habercisidir. İşte bu çatışmaları ve bunlardan kaynaklanabilecek boşanmaların önlenmesi, daha doyum verici ve kalıcı evliliklerin sağlanması, evlilik öncesi ve sonrası ilişkileri geliştirmeye yönelik donanımın(iletişim, problemlere çözüm odaklı yaklaşma gibi.) sağlanabilmesi, çiftlerin evliliklerinde uyumsuzluğa ve boşanmaya sebep olabilecek risk faktörlerini önceden kestirebilmeleri ve ‘ben’ bilincinden ‘biz’ bilincine geçebilmelerine yardımcı olabilmek için evlilik öncesi terapilerin varlığı kurtarıcı rol oynamaktadır. Çünkü bahsedilen alanlardan birindeki eksiklik hiç planlanmayan problemlere yol açabilmekte ve bir kez oluşan olumsuz etkileşim örüntüsünü daha sonra değiştirmek zor olmaktadır.

Anlatılan durumlara birkaç örnek vermek gerekirse şunlardan bahsedebiliriz. Duyguları bir süreliğine arka fonda kullanıp partnerinizin gerçek kimliğini rahatça görebilmenizi sağlamak, evlilik kararı sürecinde ya da evlilikten sonra "Ben seni böyle sevmemiştim!", "Sen çok değiştin?" demenizi ortadan kaldırmaya çalışmak evlilik öncesi terapide terapistin faydalarından biridir.

Yakından tanıdığım bir çift; kadın güzel alımlı erkek yakışıklı, ikisi de bilgili kültürlü olarak nitelendirilebilecek kişiler ve aralarında güzel bir sevgi. Ancak kadın çocuk yetiştirmek isterken erkek bu dünyanın çocuk yetiştirmek için kötü bir yer olduğu düşüncesinde ve onların ayrı düştükleri problem bu, farklı bir bakış açısı ve ayrı istekler. Bu çiftin yaşadığı problemi evlenmeden önce çocuk sahibi olma konusunda konuşma fırsatı yakalayan çiftler de yaşayabiliyor. Ömür boyu bu konunun çatışması sürdürmek pek hoş olmayacağına göre çözümlenmesi gereken bir konu ve yine yardımcı olabilecek kişi terapist. Diğer bir yandan buna benzer farklı bakış açısı ekonomik kaynakların nasıl kullanılacağı ile de alakalı olabilir. Partnerlerden biri yatırım yapma veya birikim çabasındayken diğer partner bunu bu kadar da önemli bulmuyor olabilir. Bu konuda da anlaşmaya varmak evlilikte problemler yaşamamak için önemli. Bahsedilen problemleri çözme yolunu ya da iletişimi iyileştirebilmek için de sağlıklı yollardan biri terapiste gitmek.