Klinik Hipnoz Nedir? Hipnoz Hakkında Yanlış Bilinenler

İçerik: 

klinik-hipnoz-nedir
Hipnoz
uygulayabilen kişiye hipnotist denilmektedir. Hipnoterapist ise hipnozu klinik anlamda uygulayan, davranış değişimi veya tedavi yapan kişidir. Hipnozun  temeli bir iletişim modeline dayanmaktadır.  Klinik hipnoz, bireylerin kişisel gerçeklerini nasıl kavramsallaştıklarını anlama yoludur.  Bu anlayışın ardından bu kişilerle etkin bir iletişim kurma yöntemini geliştirmemizi sağlar. Klinik hipnoz, sözcükleri ve davranışları özel bir sonuç elde etmek amacıyla özgün bir tarzda kullanma sanatıdır. Bu özel iletişim neticesinde sağlanılan iyileştirme; danışanların dünyasına kalıcı sonuçlar ekleme, kendilerine yetme, kendilerine güvenme gücü kazandırır.  

 

Klinik hipnozla, araştırma, gösteri ve eğlence hipnozunu birbirinden ayırmak gerekir. Sağlık  alanında çalışanların dahi hipnozun gerçek doğası hakkında oldukça az az bilgisi vardır. Birkaç  hafta sonu eğitime katılmış olan kişiler, kıt bilgisiyle, ya hipnozu tamamen uydurma bir okus pokus olarak görmekte ya da ona hak ettiğinden daha fazla görevler yükleyerek düş kırıklıklarına sebep olabilmektedirler. Halk arasında hala hipnoz  “sihir” olarak değerlendirilmektedir.  Hipnoz medya için de ilgi çeken bir araçtır. Abartmaya çok açıktır. Bu nedenle halk hipnozu, bir tedavi aracı olarak bu abartmalar gibi bir anda etki edecek bir sihirli yöntem olarak görmektedir. “Parmaklarımı şıklatırım, uyursun, sonra bir uyanırsın, her şey değişmiş.” Bekledikleri olmadığı zaman da yargılanan hipnoz olmaktadır. Hipnoz uygulayıcısının birincil görevi danışana hipnozu detaylı doğru bir şekilde açıklamak olmalıdır. Hipnozun gücünün nereden geldiğini, sınırlarını çok iyi belirtmelidir.  İyileşme de mucize yoktur. Bir model vardır ve bu uygulanmaktadır.

 

HİPNOZ NEDİR?

 

Hipnoz gerçek anlamının dışında kullanılarak çok fazla istismar edilen bir sözcüktür. Eğer bir sözcük bir çok farklı durumu izah etmek için kullanılıyorsa orada yanlış anlama, yanlış kavrama, yanlış inançlar, karışıklık, yanlış etiketleme ve suiistimal kaçınılmaz olarak karşımıza çıkar. Bugüne kadar hipnozun herkesin üzerinde birleştiği bir tanımı yapılmamıştır ve gelecekte de mümkün görünmemektedir. Yine hipnozu ortaya koyan birleştirici bir teori mevcut değildir. Her uygulayıcı ve araştırıcı kendi yaklaşımına, bakış açısına göre olayı değerlendirmekte ve izah etmeye çalışmaktadır. Belki de hipnoz zaten böyle bir şeydir. Hipnozun tanımına ve uygulanmasına ilişkin bu farklılıkları aşağıdaki haliyle gruplayıp özetleyebiliriz:

 

  1. Hipnoz telkinlerle sağlanan bir hayal kurma halidir. Kişi, hipnotist tarafından yönlendirilerek zihinsel hayaller kurması sağlanılır.
  2. Hipnoz, dışarıdan bedene başka bir madde ya da fiziksel uyaran verilmeden doğal, değişmiş bir bilinç halinde olmadır. Kişi hipnotik durum denen bir duruma girer. Bu normal durumdan farklı bir haldir. Ama bu duruma girmesi de doğal uyarma yoluyla olur.
  3. Hipnoz gevşemiş bir telkine açıklık durumudur. Kişi beden ve zihin olarak o kadar gevşek bir hale girer ki sonunda her türlü telkine açık hale gelir. Hipnoz belli bir anda belli bir uyarıya ya da düşünceye yoğun odaklanma halidir.
  4. Hipnoz bilincin kritikal faktörünün by-pass edilmesi ve bilinçaltında selektif kalıcı düşüncenin yerleştirilmesi halidir.

 

Hipnoz için yapılan müdahale bir seri iletişimin danışan ve hipnotist arasında oluşturulmasıdır. İletişim terapi için tek araçtır. Bu iletişim sonunda sorunlu olan kişi farklı bir şekilde davranmaya başlar. Bu farklı şeklin yaşamla daha uyumlu ve kişiye yararlı olması arzu edilir. Hipnoz budur. İletişim. İki kişi arasında iletişimle oluşan bir etkileşim. Bu etkileşim kavramı önemlidir. Eğer hipnozu tek yönlü bir etki olarak kabul ederseniz uygulama alanınız ve pratik gücünüz çok azalır. Sadece uygulayıcı bir şeyler söyleyecek ve dinleyici de bir şeyler değişmeye başlayacak. Her insanı etkileyecek tek bir sihirli yöntem yoktur. Her kişinin kişisel deneyimleri farklıdır. Bu nedenle hipnozu dinamik bir etkileşim olarak görmek gerekir. İyi bir uygulayıcı her kişi için yöntemini o kişiye uygun şekilde uygulayabilen bir uygulayıcıdır. Bu nedenle de hipnoz bir iyileştirme sanatıdır.

 

HİPNOZLA İLGİLİ YANLIŞ BİLİNENLER

 

Danışanla, hipnoz uygulayıcısı arasında iyi bir iletişim kurmanın birinci adımı danışana hipnoz hakkında doğru bilgileri vermektedir. Danışan öncesinde hipnoz deneyimi yaşamış mı? Yaşamışsa nerede, ne zaman? Bunun hakkında izlenimleri nelerdir? Hipnoz hakkında bilgisi ve beklentisi nelerdir? Birçok kişi zihin-kontrolü konusunda tedirgin ve kırılgandır. Kişinin hipnoz anında, kontrolü kaybedeceği düşüncesi hipnoz olmasına engel olmaktadır. Hipnoz oluşumunda hipnotistin ve danışanın  etkili iletişimi önemlidir. Danışanın hipnotiste devrettiği bir kontrol yoktur. Kontrol her zaman danışandadır. Verilen telkinlere uyup uymamak onun iradesindedir. 

 

Aşağıda hipnoz hakkında yanlış bilinen düşünceler kırmızı ile belirtilmiştir:

 

  • “Hipnozla yaşanmış her şey hatırlanabilir.” Hafızayı bilgisayarla karşılaştırma işi yanlıştır. Hafıza her hatırayı olduğu gibi alıp kodlamaz. Olaylar algılarla birlikte saklanır. Bu nedenle bozulmaya maruzdurlar. İnsanlar gerçekte olmamış şeyleri hatırlayabilirler. Belli bir parçasını hatırlayabilirler. Bir çok olaydan parçalar alıp yeni bir olay yaratabilirler.

 

  • “Bir kişi sürekli hipnozda kalabilir.” Bu bir şehir efsanesidir. Telkin verilmeyen kişi bir süre sonra kendiliğinden hipnozdan çıkar.

 

  • “Sadece belli insanlar hipnoz olur.” Bazı insanların diğerlerinden çok daha güç hipnoz olabilmektedir. Ama bunların yeteneği az anlamına gelmez. Korkuyorlardır. Anlamı muğlak telkinleri ayırmakta zorlanabilirler. Her şeyi analiz etme alışkanlığı vardır. Değişime hazır değildir. Aslında değişmekten korkuyordur. Bu etkenler anlaşılıp çözüldüğünde  insanlar hipnoza açık duruma gelebilir.

 

  • “Hipnoz olanların zihni zayıftır.” Her insan bir çok durumda farkında olmadan hipnotik durumlara girer. Bu sebeple hipnoz olma ile kişisel bir özellik ile ilgisi yoktur.

 

  • “Bir kişi hipnozda bilinçdışı ya da uyku halindedir.” Hipnoz uyku değildir. Fiziksel yönden uykuyu andırır. Ama zihinsel yönden uyanıktır. En derin hipnozda bile dış gerçekliğe belli bir düzeyde uyum vardır.

 

  • “Hipnoz başladıktan sonra artık bir kişi durumunu kontrol edemez.” Hipnoz karşılıklı bir güç paylaşımıdır. Bir amaca yönelik ortak bir çalışmadır. Bu amacın içinde danışanın istemli olarak iradesini devretmesi vardır. Ama danışan hipnoza girmek istemezse girmez. İçinde bulunulan koşullar önemlidir. En yatkın danışan bile olumsuz koşullarda hipnoz olmayabilir.

 

  • “Hipnozda bir kişi iradesi dışında bir şeyler söyler ya da yapar.” Bir insanın inançları ve normal davranışları dışında davranması bilinen bir durumdur. Yani beyin yıkama diye bir şey vardır. Ama tedavi ortamında bu tip koşullar oluşmaz. Yani bir insanı kontrol etmek mümkündür ama bu durumu yaratan koşullar hipnoz değildir.

 

  • “Hipnoz olmak sağlığınıza tehlike yaratabilir.” Kim yapıyor ve nasıl yapıyor. Yetersiz bir şahıs, bir kişinin zihinsel bütünlüğüne kötü niyetle ya da cehaleti nedeniyle zarar verebilir. Ama zararı veren hipnozun kendisi değildir.

 

  • “Hipnoz tedavi edicidir.”  Hipnoz sadece tedavi aracıdır. Bir çok değişik şekilde kullanılabilir. Değişik amaçlara hizmet amacıyla kullanılır.

 

  • “Bir kişi bir süre sonra hipnoza bağımlı olur.” Bağımlılık bir ihtiyaçtır. Bir çok şeye iyiliğimize inandığımız bir çok şeye bağımlı olabiliriz. Hipnoz uygun kullanıldığında acı çeken bir kişiye son derece güçlü bir yardım aracı olarak kullanılabilir. Bu ihtiyaç devam ettiği sürece bir kişinin yararını gördüğü bir yönteme bağlanması doğaldır. Kendi kendine hipnozu öğrenerek sürekli kullanması onu günlük streslerinden kurtarmakta büyük bir kolaylık sağlar.

 

  • “Hipnoz olmak için sıkıcı bir takım işlemlerden geçmek gerekir.”  Bir iletişimin etkisiyle bir kişi farklı bir şeyler hissetmeye ve yaşamaya başladığı anda hipnoz oluşmaya başlar. Dikkat bu etkiye odaklı olduğu sürece hipnoz bir derecede mevcuttur. Hipnoz oluşması için formel bir törene gerek yoktur. Bir çok klasik hipnotik fenomen bu formelliğin dışında oluşur. Monoton ve törensel bir özelliği olan her türlü konuşma bir süre sonra dinleyende farklı etkiler oluşturmaya başlar.

 

 

  • “Hipnoz olmak için gevşemek gerekir.” Odaklanma yeterlidir. Hipnoz okurken, konuşurken ve bir çok farklı durumda oluşabilir. Gevşeme şart değildir.