Stresle Başa Çıkabilirsiniz

İçerik: 

Stres, “ stres çağı” olarak nitelendirilebilen çağımızda bireyin sağlığını ve verimliliğini etkileyen bir kavram olarak karşımıza çıkmaktadır. Günümüzde herkes tarafından sıklıkla kullanılan stres, yaşamın bir gerçeğidir ve geçmişten günümüze varlığını hep hissettirmiştir.  Sokaktaki adamdan laboratuvardaki bilim insanına kadar hemen herkesin kullandığı ve pek çoğunun da yaşadığı psikolojik durum olan stres, herkes tarafından farklı tanımlanmaktadır. Köpeğimizin sürekli havlamasından tutun da dünyada nesli tükenen hayvanlara kadar, trafikte peş peşe kırmızı ışığa denk gelmek ya da tatile gidememek gibi pek çok durum stres verici olarak değerlendirilebilmekte. Ve hoşnutsuzluk yaratan bir durum olarak karşımıza çıkan stresi ortadan kaldırmak,  daha iyi hissederek yaşamak için gerekli kabul edilmektedir.  Pek çoğumuzun cevabını aradığı “Stresin üstesinden nasıl geleceğim?” sorusuna beraber yanıtlar bulalım.

Günlük hayatın hemen her anında sıklıkla duyabileceğimiz kelime, stres. Bir durumu kendi psikolojik kaynaklarımızın uygun şekilde başa çıkabileceğinden daha büyük olarak değerlendirdiğimiz veya yorumladığımız zaman ortaya çıkan kaygı verici ya da tehdit edici bir histir. Yani karşılaştığımız bir durumun üstesinden gelemeyeceğimizi düşündüğümüz zaman yaşadığımız his. Bazı yaşantılarımız karşısında canımızın sıkılması olarak da tanımlanabilir.

Bir araştırmanın sonucu yoğun trafiktatil yapamama, çok çalışma, arkadaşlarla görüşememe, işsizlik, iflas, iş yerinde görev belirsizlikleri, geçim sıkıntısı, yalnızlık, yakınlarının desteğinin olmaması, eşler arasındaki çatışmalar, çocuklarla ilgili sorunlar, boşanma,  patronla anlaşamama, iş arkadaşlarıyla uyumsuzluk, hamilelik, okula başlama/bitirme, ev değiştirme, evlilik, tatile gitme gibi durumların stresi ortaya çıkarabildiğini göstermektedir.  Görüldüğü gibi olumlu ya da olumsuz pek çok yaşantı stresi tetikleyebilir.

Peki, durumları stresli hale getiren şey nedir? Stres tanımının içinde de yer alan değerlendirme. Karşılaştığımız herhangi bir durumu zarar verici, tehdit edici ya da kayıp olarak yorumladığımız anda stres yaşamaya ve buna uygun tepkiler vermeye başlıyoruz. Diğer yandan karşılaştığımız herhangi bir durumu kendimizi kanıtlayabileceğimiz ya da kazanç sağlayacağımız bir meydan okuma olarak yorumladığımızda sağlıklı diye bahsedilen stres seviyesinden ötesini yaşamıyoruz. Bir örnek üzerinden açıklamak gerekirse, birkaç kişi karşısında bir konu hakkında açıklama yapmamız gerektiğini düşünelim. Eğer bu durumu insanların bizi olumsuz eleştirebileceği bir durum olarak yorumlarsak stres seviyemiz artar ve hissedeceğimiz şey kaygı, panik gibi olumsuz duygular olabilir. Fakat fikrimizi paylaşabilme imkanı olarak yorumlarsak stres seviyemiz çok az olur ve kendine güven, kararlılık gibi olumlu duygular hissedebiliriz.

Bir başka taraftan bakacak olursak geçmişin hayaletlerinden korkmak ya da geleceğin bilinmezliğine endişelenmek de stresi tetikleyen haller olarak karşımıza çıkabiliyor. Geçmişe ya da geleceğe odaklanmak iki zaman dilimdeki durumlar üzerinde de kontrolümüz olmadığı için stres yaşamamıza zemin hazırlayabiliyor. “Keşke daha dikkatli olsaydım da o kazayı yapmasaydım.”, “Biliyordum başıma geleceği keşke öyle demeseydim işler bu hale gelmezdi.”, “Ya başarısız olursam?” “ Ya doğru bir karar vermemiş olursam?” gibi düşünceler geçmişte ye da gelecekte yaşandığını gösterir. Ve maalesef daha fazla stres yaşamanızdan başka bir işe yaramaz yani işlevi yoktur.

Amerika’ da 30.000’ den fazla kişinin katıldığı ve 8 yıl süren bir araştırmanın sonucuna göre stresin zararlı olduğu düşüncesine sahip olmak da bizi olumsuz etkileyen olgulardan biri. Şöyle ki stres bir kez tetiklendikten sonra vücutta beynin eşliğinde birtakım fizyolojik ve davranışsal değişiklikler meydana gelir. Saldırgan bir köpek ya da bir hırsızla karşılaştığınızı düşünün. Vücudunuz nasıl tepki verecektir? Kalp atışlarınız hızlanabilir, hızlı hızlı nefes alıp vermeye başlayabilirsiniz, elleriniz titreyebilir, terleyebilirsiniz. Bunlar stres yaşandığında ortaya çıkan normal tepkilerdir. Bu tepkileri fark ettiğinizde stres yaşadığınızı bilirsiniz ve durumu yine kayıp ve sizi tehdit eden bir şey olarak değerlendirdiğinizde daha fazla stres yaşarsınız. Çünkü zihin ve beden iletişim içinde çalışır.

“Stres bu kadar yaşamlarımızın içindeyken ortaya çıkardığı olumsuzluklarla nasıl baş edebiliriz?” Öncelikle stresin çözümünü kendi içinde barındırdığını söylemeliyim. Nasıl mı? Vücudumuz strese tepki olarak oksitosin adında bir hormon salgılar. Bu hormon iyi hissetmemizi sağlayan hormonlardan biridir, birisine sarılınca daha fazla salgılandığı için ‘sarılma hormonu’ da denir. (Ufak bir ipucu, birisine sarılmak size daha iyi hissettirir.) Stres altındayken damarlarınız genişlemesini sağlar ve bedensel tepkilerinizin normale dönmesini sağlar. Sizi destek aramaya iter, yani stres tepkiniz etrafınızın size değer veren insanlarla çevrili olmasını ister. Bu döngüyü hızlandırmak adına vücudunuzun daha fazla oksitosin salgılaması için hayal kurun, sevdiğiniz birine sarılın, varsa evcil hayvanınızı sevin, masaj yaptırın.

Sosyal destek stres yaşadığınız dönemlerde mükemmel bir koruma kalkanı görevi görür. Bu yüzden aileniz ve arkadaşlarınızla yaşadığınız durumu paylaşabilir ve onlarla fiziksel temas kurarsanız daha iyi hissedebilirsiniz.

Stresle savaşmak” yerine onunla arkadaş olarak onu daha yapıcı hale getirebilirsiniz. Mesela yaşadığınız durumu kendinizi ispat edebilecek bir arena olarak görürseniz sonunda özgüven duygunuzun arttığını bile görebilirsiniz. Bir söz vardır; “Öldürmeyen acı güçlendirir.”, unutmayın.

Stres yaşamanıza sebep olan temel problemleri bulup onları çözmek için bilgi toplar ve gereken neyse onu yaparsanız stresi ortadan kaldırmayı başarabilirsiniz.

Kendinizle ilgili olumlu yargıları güçlendirmek ve iyi yönlerinize ve başarılarınıza odaklanmak önemlidir, “Bu durumla başa çıkabilirim”, “Elimden gelenin en iyisini yapacağım” gibi.

Bir zaman makinesine ihtiyacınız var. Geçmişe ya da geleceğe götürecek değil, aklınızı şimdiye çekecek bir zaman makinesine. Şimdiki anın kıymetini bilin.

Karar verme durumları da stres yaratır. Karar vermeniz gerektiğinde seçeneklerinizin olumlu ya da olumsuz yanlarını somut şekilde değerlendirin. Yazabilirsiniz.

Kendiniz için hobi geliştirin, rahatlayın ve eğlenin, yalnızca size ait olan bir zaman yaratın.

Değiştiremeyeceğiniz şeylerle uğraşmayın. Her şeyin her zaman yolunda gitmeyebileceğini, insanların bazen sizi hayal kırıklığına uğratabileceğini, herkesi memnun edemeyeceğinizi, herkesin sizi sevemeyeceğini kabul edin.

Başka insanlara destek olup onları mutlu etmek de stresi azaltan şeylerdendir. Sosyal sorumluluk projelerinde yer alabilirsiniz.

Sağlıklı bir yaşam sürdürüp bedeninize iyi bakın: Düzenli olarak sevdiğiniz bir sporu yapın, yeterli uyku alın, düzenli ve dengeli beslenin, sigara, alkol ve bağımlılık yapıcı diğer maddelerden uzak durun.

Nefes ve gevşeme egzersizleri yapın, doğa yürüyüşleri yapın.

Başa çıkmak güçleşince, sınırlarınıza yüklenmek yerine çevreden ve bir uzmandan yardım isteyin.