Evliliklerde Güç Savaşı

İçerik: 
EVLİLİKTE GÜÇ SAVAŞI NEDİR?

Savaşın kazananı olmaz, sadece daha çok kaybedeni ve zarar göreni vardır.

Nikah anında akıldan geçen “Ayağına basayım, evde sözüm geçsin.” inanışı evlilik sürecinde gizliden gizliye kendini sürdürebiliyor. Evde son sözü kimin söyleyeceğine dair çatışmalar ise güç savaşlarının temelini oluşturuyor. Güç savaşı ekonomik gücün veya sosyal statünün ast-üst ilişkisi şeklinde evliliğe yansıtılması, unvanların, kazanç oranlarının kıyaslanması, birtakım kararlar alınırken sıfatların öne sürülerek (örneğin, ben para kazanıyorum, nereye gidileceğine ben karar veririm.) yaptırımda bulunmaya çalışılması ile karakterize bir durumdur. Yine güç savaşlarında eşlerden biri bir diğerinin seçimlerini, yaşantısını, bakış açısını, tarzını beğenmeyerek değiştirme girişiminde bulunabilir.
Son yıllarda evlilik sorunlarının en başında gelen güç savaşı boşanmalardaki temel sebeplerdendir. Kadının güçlenmesi ve ekonomik ve eğitim anlamında kendini geliştirmesi ile yıllardır baskın olmaya alışmış erkekler pasif kalmak zorunda kalan kadınlar ile karşı karşıya kalmıştır. İki tarafın da sınırları bilemeyip güç dengesini ve eşitliğini sağlayamamaları ilişkilerde güç mücadelesini, çatışmaları ortaya çıkarmıştır.
Örneğin Suriye’yi düşünün sürekli bir çatışma var. Çatışmanın olduğu, geleceğinizi göremediğiniz belirsiz bir ortama, bölgeye yatırım yapar mısınız? İlişkiler de güç savaşı çatışmayı getiriyor. Eşler de çatışmanın olduğu bu bölgeye yani ilişkilerine, evlilklerine yatırım (duygusal, ekonomik vb. )yapmaktan vaz geçiyor. Bu yatırımlarını farkında olarak veya farkında olmadan daha güvenli alanlara yani ilişkiden sonra gidebilecekleri anne babası, işi, arkadaşları gibi alanlara yönlendiriyor. Bu durumu gören diğer eş için ise ilişkiye olan güven daha çok azalıyor. İlişki de ayrılık kaçınılmaz hale geliyor.

EVİLİLİKTE SAVAŞ NASIL BAŞLAR?

Büyüme tarzı ve maruz kalınan rol model tutumları bireylerin güç mücadelesine girmesinde etkilidir. Çocukluk dönemindeki aile yaşantısı, anne baba birlikteliği ve zihne yerleşen birtakım yanlış düşünce tarzları evlilikteki güç savaşını başlatabilir. Şöyle ki annesi babası tarafından ezilen bir birey “Annem suskun biriydi ve ezildi, eğer sesimi çıkarmazsam ezilirim.” şeklinde düşünüp her duruma müdahale etmeye söz hakkını kendinde sonlandırmaya çalışabilir. Yine annesi tarafından “Oğlum/kızım sözünüze kimseyi karıştırmayın, her şeyi yaptırın.” Diye telkinle yetiştirilen bireyler otoriter ve kontrolcü olmaya çalışacak böyle mutlu olacaklarını düşünebilirler. Ya da “Babam gibi iradesiz ve zayıf olmayacağım. Gerçek erkek dediğin evde her dediği olandır.” inanışı olan bir kişi sadece kendi taleplerini yerine getirecek ve kendi istekleri dışındaki şeylere hayır diyen birisi olacaktır.

Diğer bir yandan çevreleriyle olan ilişkilerinde güç ile istediklerini elde etmeyi öğrenmişlerse ya da güçsüz olanın ezildiğini gözlemlemişlerse güç mücadelesi konusunda daha hassas olacaklardır.

GÜÇ SAVAŞI EVLİLİKLERİ SAĞLIKSIZ HALE GETİRİR.

Güç mücadelesinin olduğu evliliklerde önemli ya da önemsiz herhangi bir konuda karar verilmesi gerektiğinde taraflardan biri bu hakkı ve seçimi ekonomik durum, sosyal statü gibi durumları öne sürerek kendinde görür. Karşı taraf ya boyun eğer kabul eder ya da aynı şekilde tepki gösterir. Güçlü ve baskın olmaya çalışan taraf partneri güçlü olduğunda onunla savaşırken güçsüz olduğunda ise onu aşağıda görür. Ortak bir paylaşımdan bahsedilemediğinden iki durum da sağlıklı bir evlilik için olumsuz bir tablodur.
Baskın olduğuna inanan ve bu şekilde davranan kişi zamanla eşini değersiz ve küçük görmeye bir süre sonra da fazlalık ve ayak bağı olan bir eşya olarak görmeye başlar. Böyle bir süreçte hor görülen kişinin de sevgisi azalarak eşler arasındaki bağ kopar.

EVLİLİKTE GÜÇLER SAVAŞI MI GÜÇLER BİRLİĞİ Mİ?
Güç savaşı ve romantizm bir arada bulunmayan iki olgudur. Romantizmin bittiği noktada memnuniyetsizlik ve çatışma ortaya çıkar, sınırlar ihlal edilir, paylaşım biter kontrolcülük başlar. Duygusal paylaşım azalmışsa ya da artık yoksa temel amaç ev işi yapmak, para kazanmak ve çocuklarının sorumluğu ise bireysel alanlar ve talepler oluşmaya başlamış ortak alanlar azalmışsa güç savaşının başladığından bahsedilebilir.  İletişim sağlıksız bir hal almaya başlayarak kullanılan dil hakaret içerikli ve aşağılayıcı olur, alaycılık ve iğneleme konuşmalarda sıklıkla yer alır. “Ben daha çok çalışıyorum.”, “Benim ailem bize daha çok destek oluyor.”, “Bu eve para getiren kim?” ,”Sen cahilsin ben o kadar sene okudum.” “Ben daha çok kazanıyorum.” “Ben yapmıyorsam sen de yapmayacaksın.” şeklindeki bitmek bilmeyen kıyaslamalar ve meydan okumalar güç dengesindeki uyum bozulduğunu gösterir.

Güç mücadelesi söz konusu olan bir evlilikte kendini baskın gören kişi her şeyi eleştiri, müdahale eder. Bu müdahale eşin arkadaşından tutun da ailesine, harcamalarına, gün içinde yapılan aktivitelerini kapsayabilir.

EVLİLİKTE GÜÇ SAVAŞI NASIL BİRLİKTE HAREKET ETMEYE DÖNÜŞTÜRÜLÜR?
Öncelikle eşler şunu bilmeli, en çok da çocukları olanlar, ayrılsanız farklı evlerde yaşasanız bile karşı taraf ne kadar sağlıklıysa, ne kadar huzurlu, kendine güvenliyse size o kadar fayda sağlayabilir. Kendine güvensiz, güçsüz, sağlıksız  birisi size zarar verme anlayışında olacaktır.  O kişiyi ne kadar güçlendirir, kendine güvenli hale getirirseniz sizin için daha güvenli bir hayat var etmiş olursunuz. Örnek Suriye ile sınırlarımız ayrı ama orda huzursuzluk varken doğrudan veya dolaylı bize yansıyor.
 Bireylerin mutsuz olmasına yol açan güç savaşını ortadan kaldırabilmek için beklentiler, roller ve evlilik algısı yeniden yapılandırılmalı.
Güç dengesizliklerini çözmenin ilk adımı belki de bu dengesizliğin farkına varmaktır. Ardından evliliğin karşılıklı olduğuna, bir kişinin bünyesinde olmadığına içsel olarak inanılmalı. "Tabi onun da hakkı demek." yeterli değil uygulamada da yaşıyor olmak lazım.
İki farklı hayatı birbirine dönüştürmek yerine yan yana sürdürme anlayışı benimsenmeli, bireysel sınırlar ve taleplere empati ile yaklaşılmalı. Örneğin, haftada 1 gün arkadaş günü ilan edip her biriniz arkadaşlarınızla vakit geçirebilirsiniz.
Uyum sağlamak ile değiştirmek arasındaki fark anlaşılıp eşi değiştirmeye yönelik tutumlardan vazgeçilmelidir. Sizin sevmediğiniz herhangi bir aktiviteyi eşiniz yapmaktan çok hoşlanıyor olabilir, saygı duymalısınız.
İkili ilişkilerde fikir ayrılığı yaşamak normaldir. Kazanan-kaybeden, haklı-haksız aramak yerine sorunun ne olduğu hakkında konuşulup ortak çözüm aranmalı. Evliliğiniz yarış değil, unutmayın beraber mutlu olmak için evlendiniz.
Tartışmalarda ‘sen şöylesin, böylesin’ yerine daha çok ‘ben’ diliyle duygu ve düşünceleri ifade etmek daha iyi bir yoldur.
Hoşa gitmeyen bâzı şeyleri değiştirmek için acele etmemeli, problemin halledilmesini zamana yayılmalı ve eşler ‘ben ne yaparım da aramızdaki sevgiyi artırırım’ diye düşünmelidir.
Güç savaşının ezilen tarafı olduğunuzu düşünüyorsanız, yaşadığınız durumlar karşısında hissettiklerinizi ve düşündüklerinizi eşinizle paylaşabilirsiniz.

Şenol BAYGÜL, Uzman Psikolojik Danışman, www.senolbaygul.com
 

GÜÇ SAVAŞI EVLİLİKLERİ SAĞLIKSIZ HALE GETİRİR.

Güç mücadelesinin olduğu evliliklerde önemli ya da önemsiz herhangi bir konuda karar verilmesi gerektiğinde taraflardan biri bu hakkı ve seçimi ekonomik durum, sosyal statü gibi durumları öne sürerek kendinde görür. Karşı taraf ya boyun eğer kabul eder ya da aynı şekilde tepki gösterir. Güçlü ve baskın olmaya çalışan taraf partneri güçlü olduğunda onunla savaşırken güçsüz olduğunda ise onu aşağıda görür. Ortak bir paylaşımdan bahsedilemediğinden iki durum da sağlıklı bir evlilik için olumsuz bir tablodur.

Baskın olduğuna inanan ve bu şekilde davranan kişi zamanla eşini değersiz ve küçük görmeye bir süre sonra da fazlalık ve ayak bağı olan bir eşya olarak görmeye başlar. Böyle bir süreçte hor görülen kişinin de sevgisi azalarak eşler arasındaki bağ kopar.

Şenol BAYGÜL, Uzman Psikolojik Danışman, www.senolbaygul.com
EVLİLİKTE GÜÇLER SAVAŞI MI GÜÇLER BİRLİĞİ Mİ?

Güç savaşı ve romantizm bir arada bulunmayan iki olgudur. Romantizmin bittiği noktada memnuniyetsizlik ve çatışma ortaya çıkar, sınırlar ihlal edilir, paylaşım biter kontrolcülük başlar. Duygusal paylaşım azalmışsa ya da artık yoksa temel amaç ev işi yapmak, para kazanmak ve çocuklarının sorumluğu ise bireysel alanlar ve talepler oluşmaya başlamış ortak alanlar azalmışsa güç savaşının başladığından bahsedilebilir.  İletişim sağlıksız bir hal almaya başlayarak kullanılan dil hakaret içerikli ve aşağılayıcı olur, alaycılık ve iğneleme konuşmalarda sıklıkla yer alır. “Ben daha çok çalışıyorum.”, “Benim ailem bize daha çok destek oluyor.”, “Bu eve para getiren kim?” ,”Sen cahilsin ben o kadar sene okudum.” “Ben daha çok kazanıyorum.” “Ben yapmıyorsam sen de yapmayacaksın.” şeklindeki bitmek bilmeyen kıyaslamalar ve meydan okumalar güç dengesindeki uyum bozulduğunu gösterir.

Güç mücadelesi söz konusu olan bir evlilikte kendini baskın gören kişi her şeyi eleştiri, müdahale eder. Bu müdahale eşin arkadaşından tutun da ailesine, harcamalarına, gün içinde yapılan aktivitelerini kapsayabilir.

EVLİLİKTE GÜÇ SAVAŞI NASIL BİRLİKTE HAREKET ETMEYE DÖNÜŞTÜRÜLÜR?

 
  • Öncelikle eşler şunu bilmeli, en çok da çocukları olanlar, ayrılsanız farklı evlerde yaşasanız bile karşı taraf ne kadar sağlıklıysa, ne kadar huzurlu, kendine güvenliyse size o kadar fayda sağlayabilir. Kendine güvensiz, güçsüz, sağlıksız  birisi size zarar verme anlayışında olacaktır.  O kişiyi ne kadar güçlendirir, kendine güvenli hale getirirseniz sizin için daha güvenli bir hayat var etmiş olursunuz. Örnek Suriye ile sınırlarımız ayrı ama orda huzursuzluk varken doğrudan veya dolaylı bize yansıyor.
  • Bireylerin mutsuz olmasına yol açan güç savaşını ortadan kaldırabilmek için beklentiler, roller ve evlilik algısı yeniden yapılandırılmalı.
  • Güç dengesizliklerini çözmenin ilk adımı belki de bu dengesizliğin farkına varmaktır. Ardından evliliğin karşılıklı olduğuna, bir kişinin bünyesinde olmadığına içsel olarak inanılmalı. "Tabi onun da hakkı demek." yeterli değil uygulamada da yaşıyor olmak lazım.
  • İki farklı hayatı birbirine dönüştürmek yerine yan yana sürdürme anlayışı benimsenmeli, bireysel sınırlar ve taleplere empati ile yaklaşılmalı. Örneğin, haftada 1 gün arkadaş günü ilan edip her biriniz arkadaşlarınızla vakit geçirebilirsiniz.
 
  • Uyum sağlamak ile değiştirmek arasındaki fark anlaşılıp eşi değiştirmeye yönelik tutumlardan vazgeçilmelidir. Sizin sevmediğiniz herhangi bir aktiviteyi eşiniz yapmaktan çok hoşlanıyor olabilir, saygı duymalısınız.
  • İkili ilişkilerde fikir ayrılığı yaşamak normaldir. Kazanan-kaybeden, haklı-haksız aramak yerine sorunun ne olduğu hakkında konuşulup ortak çözüm aranmalı. Evliliğiniz yarış değil, unutmayın beraber mutlu olmak için evlendiniz.
  • Tartışmalarda ‘sen şöylesin, böylesin’ yerine daha çok ‘ben’ diliyle duygu ve düşünceleri ifade etmek daha iyi bir yoldur.
  • Hoşa gitmeyen bâzı şeyleri değiştirmek için acele etmemeli, problemin halledilmesini zamana yayılmalı ve eşler ‘ben ne yaparım da aramızdaki sevgiyi artırırım’ diye düşünmelidir.
  • Güç savaşının ezilen tarafı olduğunuzu düşünüyorsanız, yaşadığınız durumlar karşısında hissettiklerinizi ve düşündüklerinizi eşinizle paylaşabilirsiniz.
Şenol BAYGÜL
Uzman Psikolojik Danışman
www.senolbaygul.com